Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, uçağın rötar yapması nedeniyle yolcunun yaşayacağı gecikme ve olumsuzluklardan taşıyıcı şirketin sorumlu olacağına karar verdi.
Ailesiyle tatil için Kanada’ya giden Şerife Çevik, dönüş uçağının hareket saati değişince aktarma yapacakları Paris-İstanbul uçağını kaçıracaklarını fark etti. Bunun üzerine şirketin yönlendirmesiyle seyahatin Paris-İstanbul ayağını başka bir havayoluyla yapmaya karar veren Çevik, "vize sorunu ve başka bir uçağın ayarlanması gibi nedenlerle 7-8 saatlik gecikme yaşadığı, olumsuzlukların İstanbul-Ankara seferinde de devam ettiği ve böylece ailesiyle birlikte büyük üzüntü yaşadıkları" gerekçesiyle manevi tazminat davası açtı.
Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, "bu tür seyahatlerde bazı gecikmelerin olabileceği ve davacının bunu bilmesi gerektiği, bu yönüyle davacının şahsi haklarına herhangi bir halel gelmediği" gerekçesiyle davayı reddetti. Şerife Çevik’in davayı temyiz etmesi üzerine dosya, Yargıtay’a geldi.
'ŞİRKET GEREKEN YARDIMI YAPTI MI?'
Davayı görüşen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bozma kararında, havayoluyla gerçekleştirilen seyahat sırasında "gecikme"nin değil, "gecikilen dönemde aktarmalar sırasında davalı havayolu elamanlarının davacıya gereken yardımı yapıp yapmadığı"nın gözetilmesi ve buna göre inceleme yapılması gerektiğine işaret edildi. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, ilk kararında direnince dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi.
'TAŞIYICI ZARARDAN SORUMLU'
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkemenin direnme kararını bozdu. Kararda, taşıma işleri ve sorumluluklarının düzenlendiği Varşova Konvansiyonu’nun "taşıyıcının sorumluluğu" başlıklı maddesinde "taşıyıcının, hava taşımasındaki yolcu, bagaj veya eşyanın gecikmesinden doğan zarardan sorumlu olacağının" düzenlediği anımsatıldı. Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda da konvansiyon hükümlerine paralel düzenlemelerin yer aldığı vurgulanan kararda, kanunda, taşıyıcının bagaj veya yükün uğradığı zarar ile gecikmeden doğan zarardan, ayrıca yolcu, bagaj veya yükün taşımasındaki gecikme ve bundan doğan zarardan sorumlu tutulduğu kaydedildi. Kararda, taşıyıcının bu sorumluluklarından kurtulabilmesi için zararı önlemeye yönelik bütün tedbirleri aldığını veya bu tedbirleri alma olanağının bulunmadığını ispat etmesi gerektiğine işaret edildi. Kararda, Türk Ticaret Kanunu’nun "seferin gecikmesi" başlıklı maddesinde de "hareketin gecikmesi halinde yolcunun zarar ve ziyan talep edebileceği"nin hükme bağladığı anımsatıldı.
'İDDİA ARAŞTIRILMALI'
Davalı havayolu şirketiyle davacı arasında taşıma sözleşmesi yapıldığı, uçakla seyahat ve aktarmalar sırasında gecikme yaşandığının tartışmasız olduğu belirtilen kararda, davacının "bu gecikme ve aktarmalar sırasında kendisinin ve ailesinin yaşadığı zorlukların davalı şirket çalışanlarının ilgisizliği ve gerekli tedbirleri almamalarından kaynaklandığını" ileri sürdüğü anlatıldı. Davacının iddiasının araştırılarak, Varşova Konvansiyonu ve Türkiye’deki ilgili kanunlara göre manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerektiği vurgulanan kararda, "Hal böyle olunca Yargıtay’ın bozma kararına uymak gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın reddine dair önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır" denildi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder